Gebelik devrinde beslenme alışkanlıkları epeyce kıymetlidir. Hem annenin sıhhati, hem de bebeğin sıhhati için annenin birinci aylardan itibaren sağlıklı ve nizamlı beslenmeyi alışkanlık haline getirmeli ve gebeliğini bu formda yönlendirmelidir.
Yeni Yüzyıl Üniversitesi Gaziosmanpaşa Hastanesi Bayan Hastalıkları ve Doğum kısmından, Dr. Öğr. Üyesi Emine Dilşad Herkiloğlu ‘Anne adayı, bebeğin bedensel ve zihinsel gelişimini tamamlayabilmesi için tüm besin kümelerinden almalıdır’ diyerek hamilelik periyodunda beslenme hakkında bilgiler verdi.
Dengeli beslenme, gerilimden uzak bir ömür ve uygun vitaminler alınmasının doğurganlık periyodundaki anne ve anne adayları için ehemmiyeti her vakit vurgulanmaktadır. Sağlıklı bir gebelik için başlangıçtan itibaren sağlıklı bir döllenme ve tutunma gereklidir. Bu devirde hem ruhen hem de fiziken tam bir uygunluk halinde olunması, gerilimden uzak kalınması, kâfi sıvı alımı ve gerekli desteklerin alınması çok değer taşır. Bilhassa tiroid ve öteki hormonların olağan hudutlarda olması, d vitamini seviyesinin mevsime nazaran olağan hudutlarda bulunması ve yalnızca gerekli vitaminlerin alınması, bu süreci önemli manada olumlu olarak takviyeler.
Hamilelik devrinde kullanılması gereken en değerli vitamin folik asittir. Öteki vitaminlerin besin yoluyla alınması önerilirken, folik asit destek ilaç olarak da kullanılmalıdır. Bu kademede en doğrusu, hamile kalmadan 3 ay evvel folik asit dayanağına başlamak ve gebelik bitene kadar buna devam etmektir.
Bundan ötürü hamileliği planlayan anne adaylarının folik asit alımına başlaması önerilir. Fakat gebelik sonradan öğrenilmiş ise bu basamakta da folik asit kullanımına başlanabilir. Folik asit, bebekte nöral tüp defekti ismi verilen anomalilerin önlenmesine yardımcı olur.
Folik asit dışında kalan vitaminler ise hamilelik devrinde rutin olarak kullanılması gereken vitaminler değildir. Bu vitaminlerin beslenme nizamı ile tertipli olarak kullanılması önerilmektedir. Şayet annede önemli beslenme bozuklukları ya da önemli vitamin eksiklikleri mevcut değilse, vitaminler destek olarak alınmamalı, besinlerden karşılanmalıdır. Kullanılacak olan vitamin destekleri doktora sorulmadan alınamamalıdır. Birtakım vitaminlerin ağır olarak kullanılması, bebeğe ziyan verebilmektedir. Örneğin yüksek A vitaminini kullanımı, hem anne için hem de bebek için ziyanlı olabilir. Hamilelerin alması gereken A vitamini destekleri, düşük dozlardadır. A vitamini, yağda eriyen bir vitamin olmakla birlikte bebeğin embriyonik gelişimi, hücre büyümesi, göz, kalp ve kulak gelişimi için kıymetlidir. Hamile olmayan bireyler için üretilmiş A vitaminin de dozaj epeyce yüksektir. Bu sebeple tabip önerisi olmadan rastgele bir vitamin almak sakıncalıdır.
Hamilelik sırasında sağlıklı beslenmek, anne ve bebeğin muhtaçlığı olan kalori ve besin ölçüsünü sağlayan bir beslenme planıyla mümkündür. Bu noktada, hamilelik sırasında annenin ne kadar kilo aldığı değer kazanır. Sağlıklı kilo aralığında doğan bebeklerin doğum ve daha sonrasında muhakkak rahatsızlıklara yakalanma riskinin daha düşük olduğu söylenebilir. Birebir vakitte, sağlıklı beslenen anne adayları hamilelik sırasında çok fazla kilo almaz. Aksi takdirde, anne adayının sıhhatini tehdit eden hastalıklara yakalanma riski artabilir.
Hamilelik sırasında gereğince sıvı alımı ile birlikte kilonun istikrarlı ve yavaş alınması, bedenin cilde nazaran daha süratli büyümesi ve cildin bu büyümeye ayak uyduramaması sonucunda oluşan çatlaklara mani olabilir. Cildin çabucak altındaki elastik liflerde kırılma ile çatlaklar ortaya çıkmaktadır. Süratli kilo alınması ile en sık olarak göğüslerde, karında ve üst bacaklarda bu sorun ile karşı karşıya kalınmaktadır. Hamilelerin birçoklarında 6-7’nci aydan sonra çatlaklar ortaya çıkmakta ve genetik geçişin de rol oynayabileceği düşünülmektedir. Bu nedenle çatlakların tamamını engelleyebilecek bir krem yahut ilaç yoktur. Sıvı alımı, özel yağlar, krem ve losyonlarla cildin nemli tutulması, çatlakları önlemek için bir nebze de olsa yarar vermektedir. Çatlakları tedavi etmenin en ülkü vakti çatlakların en etkin kırmızı oldukları periyottur. İçinde hyaluronik asit olan jellerin 12 haftalık kullanımdan sonra yararlı olabileceği belirtilmektedir. Daha güç ve inatçı hastalarda dermatoloji uzmanları tarafından yeniden kollajen ve kan damarları üzerine yararlı tesiri olabilecek lazer ve öbür tedaviler de uygulanabilir.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
