İcra ve İflas Kanununda değişiklik içeren kanun teklifi Meclis’te yasalaştı

İcra ve İflas Kanununda değişiklik içeren kanun teklifi Meclis’te maddeleşti. CHP’li Özkan Yalım ise kanunun sonuna iki husus eklenmesi ile ilgili iktidar partisine reaksiyon gösterdi.

AKP milletvekillerinin imzasını taşıyan İcra ve İflas Kanunu ile Birtakım Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Genel Konseyi’nde kabul edilerek maddeleşti. Kanunun sonuna eklenen iki unsura ise muhalefet sıralarından reaksiyon geldi. Eklenen hususlara reaksiyon gösteren CHP Uşak Milletvekili Özkan Yalım şunları söyledi:

“2-3 HAFTA EVVEL GERİ ÇEKİLMİŞTİ FAKAT TEKRAR GERİ GELDİ”

“AK Parti her vakit yaptığı üzere kanunun sonuna iki tane husus ekledi. Yani icra iflasın sonuna iki tane sigorta unsuru eklendi. Bundan yaklaşık 2-3 hafta evvel AK Parti Küme Lideri Sayın Cahit Özkan ile yaptığımız görüşmeden sonra bu iki unsur çekilmişti fakat her nedense ısrarla bu unsur tekrar geri geldi.”

“ANAYASAYA TERSLİK VAR”

“Peki o gün çektirilirken ne mutabakata varılmıştı?” diye soran CHP’li Yalım kelamlarına şöyle devam etti:
“Bu iki unsur, Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan 83 milyon vatandaşın önemli manada külfet yaşayacağı ile alakalı. Bir tarafta sigorta şirketlerinin yetkilileri, bir tarafta eksperler federasyonu danışmanlık firmasının yetkilileri ve de kaza mağdurlarının avukatlarının temsilcileri ile bir ortaya getirilip, bunları Meclis olarak hakikat bir biçime getirip kanunu daima birlikte, tüm partilerin onayı ile çıkaracaktık lakin tekrar olmadı. Zira farklı kanılar var. Onun için ben şunun altını bilhassa çizmek istiyorum. Pahalı milletvekilleri, kanunun 18’inci hususuna baktığımızda burada açıkça anayasaya bir terslik var lakin her nedense sigorta şirketlerinin isteği üzerine tekrar siz bunu kanunlaştırmak istiyorsunuz. Bunu ulu Türk milletinin takdirine bırakıyoruz.”

“GERİDE KALANLARA TAZMİNAT YA DA DAYANAK YOK”

“İlk kanun geldiğinde 16 unsurdu. 14’ünü geçirdik. Bu iki unsura itiraz ettik. Zira bütün herkes itiraz ediyor. Pekala bu iki unsurdaki badire nedir? Kazaya karışan kusurlu araç sahibinin ailesi dayanaktan mahrum kalma tazminatı alabiliyordu evvelce lakin bu ortadan kalktı. Kazaya karışan mağdur aracın tamiratı alternatif formda, yani örneğin bugün düzgün kalite bir araç kullanıyorsunuz. Aracınız dururken geldi birisi vurdu. Kesimleri artık sigorta şirketleri, yan sanayi yahut buna benzeri değişik daha ekonomik maliyetlerle bu aracı yaptırabilecekler. Bunun yanında kanun teklifi kabul edilince, tabi ki kazaya karıştıktan sonra aracınız ziyan görüyor, yapılıyor bir formda fakat bedel kaybın oluşuyor. Zira biliyorsunuz, plakasını girdiğinizde oradan ne kadar kaza yaptı ne kadar masraf olduğu muhakkak. Buna nazaran de alıcı sizin satmak istediğiniz aracın paha kaybını çıkarıyor. En azından bu paha kaybını sigorta şirketleri ödüyordu. Buradaki sayıda sigorta şirketlerinin lehine artık daha az sayılar ödeyecekler.”

“VATANDAŞLARIN ALACAK HAKLARINI AZALTMAK İÇİN EL KALDIRIYORSUNUZ”

“Bu kanun teklifi geçtikten sonra ne olacak?” sorusuyla kelamlarını sürdüren Özkan Yalım, “Bir mağdur kazadan sonra kolundaki bir kırık ya da rastgele bir organ kaybı nedeniyle 230-250 bin TL ortasında tazminat alması gerekirken, bu unsura onay verildikten sonra bu tazminat fiyatı yüzde 40-45’lik düşüşle bir anda 160-170 binlere kadar gerileyecek. Yani sizler bu hususa onay verdiğinizde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının alacak oldukları haklarının azaltmak yolunda sigorta şirketlerinin lehine el kaldırmış olacaksınız. Bunu da tekrar ulu milletin takdirine bırakıyorum.” dedi.

“BU İKİ HUSUS VATANDAŞIN LEHİNE DEĞİL ALEYHİNEDİR”

CHP Uşak Milletvekili Özkan Yalım son olarak, “Devletimizin, Maliye Bakanlığımızın alacak olduğu milyarlarca vergiden de bu sigorta şirketlerini kurtarıyorsunuz. Öbür bir taraftan sigorta şirketleri bu unsur geçtikten sonra teminat dışı hal diye bir husus var. Birtakım sigorta şirketlerine o denli bir hak veriyorsunuz ki bu unsur geçtikten sonra, çeşitli sebepten ötürü teminat dışı deme hakkına sahip. Yani orada mahkemeye gidecekler, yeniden bizim Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerimiz bir sürü sigorta şirketlerinin gereksiz yere evrakları ile uğraşmak zorunda kalacak. Açıkça anlaşılmalıdır ki kelam konusu sebepler ve genel koşullar anayasaya karşıttır. Bu iki unsurun Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının lehine değil aleyhinedir.”