Harley Davidson, Vespa, Zündapp… ‘Kendinden itişli bisiklet’in 19’uncu yüzyılda başlayıp günümüze kadar gelen tarihi Rahmi M. Koç Müzesi’nde sergileniyor
19’uncu yüzyılın ikinci yarısında başlayan tarihiyle kara nakliyatına farklı bir değer kazandıran motosiklet, Birinci Dünya Savaşı sırasında cephedeki birliklerle süratli bağlantı sağlamak için atlı habercilerin yerini almıştı. 1960’lardan itibaren gereksinimleri karşılayan araç olmaktan öte hayat biçimine dönüşen motosiklet, günümüzde hâlâ popülerliğini koruyor. Sanayi, bağlantı ve ulaşım tarihinin efsanelerinden oluşan 14 binin üzerinde nesneyle ziyaretçilerini ağırlayan Rahmi M. Koç Müzesi de çağdaş dizaynlarıyla farklı zevklere hitap eden ‘iki teker’in dünden bugüne gelişimini yansıtıyor.
Müzede sergilenen motosikletlerden kimileri şöyle:
Royal Enfield, 1935
Royal Enfield’in reklam sloganı, “Silah üzere üretilmiş” idi ve en tanınmış modellerinin ismi Kurşun’du. 1931’de piyasaya sürülen bu model Hindistan’da hâlâ üretiliyor. Sınıflarında hiçbir vakit en süratli olamayan bu motosikletler, tasarımlarındaki yenilik ve kaliteyle tanındı. 1930’larda imal edilen Type B, tek silindirli, yandan valfli, 248 cc’lik bir motora sahip.
Zündapp, 1953
Zündapp, birinci olarak 1917’de Nürnberg’de Zünder-und Apparatebau G.m.b.H ismi ile patlatıcı üreticisi olarak kurulmuştur. Birinci Dünya Savaşı sonrasında silah kesimlerine olan talebin düşmesi ile 1919’da motosiklet üretimine geçen şirket, 1984’te Japonların rekabetine karşı koyamayarak iflas etti. Yeşil Fil olarak da bilinen KS60I, 1950’de piyasaya sürüldüğünde Almanya’nın en süratli kara taşıtıydı. Yatay karşılıklı çift silindirli, üstten sübaplı motor ve dört vitesli vites kutusu savaş öncesi periyoda ilişkin lakin artık teleskopik ön çatallar, pompa pistonlu art süspansiyon ve değiştirilebilir tekerlekler tüp formunda bir kasaya monte edilmiş.
Harley Davidson, 1946
1900’de kurulan Harley Davidson, Amerikan motosiklet sanayisinin ve dünyanın kuşkusuz en tanınmış motosiklet markası. 1937 yılında Model V yerini bu dört manuel vitesli, Knucklehead Twins’in hareket dişlisi ve dizaynına sahip Model U’ya bıraktı.
Lambretta, 1951
Lambretta, Innocenti tarafından İtalya Milano’da üretilen bir moped serisi. Şirket 1922 yılında Fernando Innocenti tarafından bir çelik boru fabrikası olarak kuruldu. İkinci Dünya Savaşı sırasında bombalanan fabrika önemli formda hasar görünce, Fernando Innocenti ekonomik ve şahsî ulaşımın kıymetini fark etmiş ve motosiklete nazaran daha ucuz, berbat hava şartları için daha fazla korunaklı bir moped üretmeye karar verdi. Tasarımı bir ihtilal niteliği taşıyan mopedin ön kısmındaki hami siperlik, şoförün öbür motosikletlere kıyasla daha kuru ve pak kalmasını sağlamaktı.
Triumph, 1915
Diğer birçok motorsiklet üreticisi üzere Triumph da imalata bisikletle başladı ve kullandığı motorları Minerva üzere şirketlerden satın aldı. Şirket, motosiklet ve scooterlar için tek, çift, üçlü ve dört silindirli motorlar üretti. 1960’lar ve öncesinde revaçta olmaları, modellerinin birçoklarının koleksiyonerlerin kıymetli modülleri haline gelmesini sağladı. 2 1/4 hp’lik Triumph “Junior” birinci sefer 1913’de üretildi ve bu formuyla imalatına 1922’ye kadar devam edildi. Junior’un silindir biçimindeki akaryakıt deposu ve önündeki süspansiyon yayı yıllarca bu markanın en bariz özellikleri oldu.
Bimota, 1979
Bimota üretime, kent içi bisikletleri için özel olarak imal ettiği şasilerle geçti. 1973’te piyasaya çıkarılan birinci model olan HB1 (Honda/Bimota) krom molibden iskelete ve standart CB750 dört silindirli Honda motora sahip. Bimota’nın asıl tutkusu ise yarışlardı. 1975’te bir Bimota/Yamaha ile 350 cc Dünya Şampiyonluğu’nu, 1976’da ise Bimota/Harley-Davidson ile 250 cc ve 350 cc Dünya Şampiyonlukları’nı kazandı. Bu araç şasi kadrosu yahut tam bir araç olarak üretilen birinci Bimota… Yalnızca 140 adet üretilen ve magnezyum tekerlekleri olan aracın motor kapasitesi 750’den 865 cc’ye çıkarılarak üstün olan performansı daha da artırıldı.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
