SOSİAD, 26 Haziran Dünya Soğutma Günü’nün bu yılki teması olan “Soğutmanın Şampiyonları: Daha Uygun Bir Dünya için Saygın Kariyer” başlığı altında çevrimiçi bir aktiflik düzenledi. 25 Haziran Cuma günü 10.00-12.00 saatleri ortasında yapılan ve moderatörlüğünü SOSİAD Genel Sekreteri Hayati Can’ın üstlendiği webinar, soğutma dalının giderek artan nitelikli eleman muhtaçlığına ve daldaki meslek fırsatlarına dikkat çekti.
Webinar; SOSİAD İdare Şurası Lideri Turgay Karakuş, ISKAV İdare Heyeti Lideri Taner Yönet ve ESSİAD İdare Heyeti Lider Yardımcısı Seçkin Tuncer Erdoğmuş’un açılış konuşmaları ile başladı.
Sektördeki meslek fırsatlarına değinmek ve gençlerin soğutma sanayisine yönelimini sağlayacak yaklaşımları lisana getirmek üzere; İstanbul Vilayet Ulusal Eğitim Mesleksel Eğitimden Sorumlu Müdür Yardımcısı Serkan Gür, SOSİAD Onursal Üyesi Dr. Kadir İsa, Alarko Carrier İnsan Kaynakları Müdürü Elif Çağlar Saygılı ve ESSİAD Onursal Üyesi Turan Erkan bilgi ve tecrübelerini aktardı.
Pandemi süreci dijitalleşme sürecini ivmelendirdi
Turgay Karakuş açılış konuşmasında Covid-19 pandemisi sürecinde besin ve ilaç güvenliğinin dikkat cazibeli kıymetine paralel olarak soğutmanın anahtar rolünün altının çizildiğini söyledi. Karakuş, pandeminin tıpkı vakitte dijitalleşme sürecini ivmelendirdiğini, fabrikaların otomasyona, robot teknolojilerine, sanayi 4.0’a geçmesinin ehemmiyetini gözler önüne serdiğini kelamlarına ekledi: “Dünya teknolojik bir çağa atladı. Buna ‘İleri Teknoloji ve Dijitalleşme Çağı’ diyebiliriz. Global ısınma bu periyoda kadar çok yeterli idrak edilememişti. Adım attığımız bu yeni çağ, inşallah bu gerçeğin kavranmasına ve gereklerinin yerine getirilmesine ön ayak olur.”
Soğuk zincir için, güzel bir eğitim zincirinin oluşturulması gerekiyor
İklim krizine dikkat çekerek başladığı konuşmasında Taner Yönet, soğutma gereksinimi arttıkça, güç tüketiminin de arttığını, fosil yakıt kullanımının terkedilmemiş olması nedeniyle karşı karşıya kaldığımız global ısınma yüzünden dünyanın da soğutulması gerektiğini söyledi. Yönet, “Bizleri güç günler bekliyor. Soğuk zincir için, uygun bir eğitim zincirinin oluşturulması gerekiyor. Mühendisinden, teknisyenine, akademisyenine kadar zincir tüm halkalarının ‘iyi’leştirilmiş olması kural. Bu eğitim zincirinde etik pahalar de ele alınmalı. Soğutmada da birçok gri alan bulunuyor. Bunlara karşı ISKAV TAD (Test Ayar Dengeleme) sertifikasyon programında, hem mühendis hem de teknisyen düzeyinde sistemlerin ölçümlenmesi ve dengelenmesi, sıkıntısız hizmet verebilmesi hedefleniyor. F-Gaz eğitimlerimiz, İSMEK çatısı altında yapılıyor. Eğitimcilerin Eğitilmesi başlıklı programımız, talep üzerinde Ocak ve Temmuz ayları olmak üzere ikiye çıkarıldı. Kapalı Alanlarda İklimlendirme Sistemlerinin Denetlenmesi için kurulan komitemiz, çok kapsamlı bir program kurguladı. Ankara Büyükşehir Belediyesi Binasından da talep geldi. Bu kontrol ve belgelendirme çalışmamız Ankara Büyükşehir Belediyesi ile başlamış olacak” dedi.
Soğutma dalının ihracat potansiyeli çok yüksek, meslek fırsatları çok fazla
Seçkin Tuncer Erdoğmuş, konuşmasında ESSİAD’ın faaliyetlerine yer vererek, ihracat potansiyeli çok yüksek olan soğutma dalının çok geniş bir iş alanı olduğunu söyledi. Erdoğmuş; Akredite Test ve Tahlil Merkezi EHİS LAB, ESEM Teknik Eğitimler, İzmir Büyükşehir Belediyesi ile işbirliği içinde yürütülen F-Gaz projesi, soğutma kesimine gençlerin ilgisini çekmeyi hedefleyen Okuldan İşe projesi, TESKON kapsamında Soğutma Hünerleri Müsabakası hakkında bilgiler sundu. Erdoğmuş konuşmasını “Sektör Büyürse Hepimiz Kalkınırız” kelamlarıyla noktaladı.
Mesleki eğitimin üretimle, kesimle iç içe olmasını hedefliyoruz
İstanbul Vilayet Ulusal Eğitim Mesleksel Eğitimden Sorumlu Müdür Yardımcısı Serkan Gür, kesim ile işbirliği çalışmalarının 2015 yılı düzeyine nazaran altı kat artmış olduğuna dikkat çekerek başladığı konuşmasında “Üreten Okullar” konseptindeki yalnızca İstanbul’daki meslek liselerinin yalnızca pandemi sürecinde maske, bone, teneffüs aygıtı, UV-C aygıtı üzere eserlerle 61 milyon TL hacminde üretim gerçekleştirdiğinin altını çizdi. Türkiye genelinde gerçekleşen yarım milyar liralık üretimin bir milyar liraya çıkarılmasının hedeflendiğini lisana getiren Gür özetle şunları söyledi: “Üreten Okullara, Milletin Fabrikaları diyoruz. Burada maksat dalla rekabet içinde olmak değil, mesleksel eğitimin üretimle, bölümle iç içe olmasını sağlamak. Evet, mesleksel eğitimde tesisat teknolojileri yüksek talep görmüyordu, çünkü bu alanda bir algı kırılımı yaşanmıştı lakin ivme üste döndü. Bu alan tercihi bir evvelki yıla göre 120 artış gösterdi. İstanbul’da toplam 4.000 öğrencimiz, 150 öğretmenimiz mevcut. 20 okulumuzda soğutma, iklimlendirme ile ilgili kısım mevcut. İstanbul, eğitim istatistiklerinde Türkiye genelinin 20’sini temsil eder. Bu orana nazaran Türkiye toplamını hesaplayabilirsiniz. Sizlerle, STK’larımızla bir toplantı yaparak kesimin beklentilerine uygun nitelikli iş gücünün yetişebilmesi için işbirliği başlatabiliriz. Gereken iş gücünü sizlerle birlikte yetiştirebiliriz. Bakanlığımızın çok esnek bir yapısı var. Dalınızla ilgili gerçek bir üretimi okullarımızda gerçekleştirebiliriz. Bakanlığımız bütçe olarak bu türlü ürettiğimiz projelerimizi destekliyor. Geçtiğimiz iki yıl içinde orijinal bir konsepte sahip dört okul kurduk. İki lisanla eğitim veriliyor. Tahminen sizlerle de bir okul kurmalıyız.”
Meslek Lisesi öğrencilerini kesinlikle kazanmamız lazım
Kadir İsa, konuşmasında meslek lisesi eğitimi ile ilgili şahsî tecrübelerini aktararak şunları söyledi: “Haydarpaşa Teknik Lisesi mezunuyum. Epeyce düzgün bir eğitim alt yapısına, saygın bir pozisyona sahipti. 1973-1976 ortaokul yıllarımda Kadıköy Söğütlüçeşme’de vitrin tipi soğutucu üreten bir yerde çırak olarak çalışıyordum. Soğutma bölümüne birinci sefer burada giriş yaptım. Babamın verdiği harçlığı harcayabiliyordum lakin kendi kazandığım parayı kolay kolay harcayamazdım. Alınterinin, emeğin değerini çok erken öğrenmiş oldum. Babam Arçelik kalıp atölyesinde frezeciydi. Onun sayesinde frezeyi öğrendim. Meslek lisesine yöneldim. Babam ‘artık elin yağa değdi, kurtulamazsın’ dedi. ‘Kurtulmak isteyen kim ki’ dedim. Meslek Lisesi dışından gelen, makine mühendisi binbaşı bir hocamız vardı. Kendisinden çok etkilenerek öğretmen olmak istedim. Bana yabancı lisan öğrenmemi söyledi. 1979’da Türkiye kapalı bir iktisada sahipti ve bu işler hiç de kolay olmuyordu. Helsinki’de bir dergiye bir ilan gönderdim. İlanda İngilizce yazışabileceğim mektup arkadaşları edinme talebim vardı. 35 cevap geldi, 34’ünü sınıfımla paylaştım, biri ile uzun yıllardır yazıştım. Sınıfımızda çok istikametli, çok yetenekli arkadaşlarımız vardı. Beş arkadaşım Gırgır Mecmuası karikatüristi idi. Herkesin hobisi vardı. Meslek lisesi eğitimi yalnızca teknikten ibaret olmamalı. Öğrenci, toplumsal gelişimini de tamamlamalı. Meslek liseleri ile ilgili olumsuz ön yargının kırılabilmesi için de bu çok kıymetli. Ben de o yıllar spora yönelmiştim. İki yıl boyunca o zamanki ismiyle Efes Pilsen Basketbol ekibinde spor yaptım. Meslek Lisesi öğrencilerini kesinlikle kazanmamız lazım. Hani derler ya ‘Arkada kimseyi bırakmamak’ gerekiyor.”
Soğutma, iklimlendirme; yaklaşık dört milyon istihdama sahip büyük bir sektör
Elif Çağlar Saygılı, 655 kişinin istihdam edildiği Alarko Carrier’daki insan kaynakları siyaseti ve idaresi hakkında bilgiler verdiği konuşmasında soğutma, iklimlendirme kesiminin; yaklaşık dört milyon istihdama sahip büyük bir dal olduğunu vurguladı. Saygılı, kuruluşunun eleman işe alım kanallarının başında meslek firmaları geldiğini, bunu toplumsal medya uygulamaları, meslek günleri, stajlar, lise ve üniversite işbirlikleri, İŞKUR ve şahsî müracaatların izlediğini söyledi. Saygılı, işe alınacak elemanlar için aranan kriterleri şöyle sıraladı: “Sektöre uygun olan eğitimi almış olmak, staj bilgileri, varsa bitirme projeleri, yabancı lisan bilgisi, bilgisayar bilgisi, meslek gayesini belirtir kısa bir ön yazı, araştırmacı kişilik, yeniliklere ve yeni teknolojilere açık olma, çevik tertip içinde çalışabilir olmak, ekip çalışmasına yatkın olmak, vakit ve sonuç odaklı çalışabilirlik, süreçleri faal takip edebilme ve yüksek motivasyon.”
Sürekli öğrenme seyahati içinde olmalıyız
Turan Erkan makine mühendisi olmadan evvel, o zamanki ismiyle “Sanat Okulu” mezunu olduğunu vurgulayarak başladığı konuşmasında “Teknoloji iki ucu keskin bir bıçak üzeredir, gerçek kullanabilmek gerekir” kelamlarıyla global ısınmanın da sebeplerinden birinin teknolojinin gerçek kullanılamaması olduğuna dikkat çekti. Erkan, gelişmiş ülkelerin kişi başı güç tüketimini düşürme gayretlerini da gecikmeli olarak anladığımızı, yüksek katma bedelli üretim gerçekleştirmemizin büyük ehemmiyet taşıdığını vurgulayarak “Sürekli öğrenme seyahati içinde olmalıyız” dedi.
Soğutma kesimi çalışanları aslında kamusal bir misyon yapıyor
Kapanış konuşmasını yapan Hayati Can, dalın, insanın hizmetindeki soğutmanın tabiata ziyan vermemesi için çalışması gerektiğini vurgulayarak soğutma bölümü çalışanlarının aslında kamusal bir misyon yaptığının altını çizdi.
Etkinlik sonrasında iştirakçilerinin e-posta adreslerine Friterm firması tarafından hazırlanan “Soğutma Sistemleri ve Servis Uygulamaları” kitabı, PDF format ile gönderildi.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
