Dünyanın dört bir yanında etraf ve sürdürülebilirlik alanında çalışan 15 bilim insanı ve aktivist, Empower with Nature (Doğayla Güçlen) Platformu’nda bir ortaya geldi. Platformun kurucusu ve BM Küresel Ekolojik Köyler Ağı elçisi Maya Galimidi, bireyleri ve kurumları milletlerarası kavram ve pratiklerle tanıştırarak ekolojik şuuru artırmayı hedeflediklerini belirtiyor.
Çevre problemleri tüm dünyada giderek tırmanırken ekoloji yönelimli çalışmalar da süratle çoğalıp çeşitleniyor. “Empower with Nature (Doğayla Güçlen) Platformu” bu alanda yurtdışındaki tecrübeleri Türkiye’ye aktarmak ve var olan birikime Türkiye’den mahallî katkı sağlamak hedefiyle kısa bir mühlet evvel kuruldu. Platformun kurucusu Maya Galimidi bireyleri ve kurumları, ekoloji alanında dünyada gelişen kavram ve pratiklerle tanıştırmayı hedefliyor. Dünyanın dört bir yanında, etraf ve sürdürülebilirlik alanında çalışan 15 bilim insanı, lokal kültür temsilcisi, akademisyen, aktivist ve müellif platformda bu maksatla bir ortaya geldi.
Birleşmiş Milletler’e bağlı Küresel Ekolojik Köyler Ağı’nın (Global Ecovillage Network) milletlerarası elçisi Maya Galimidi yaşamının son 5 yılını çölde geçirmiş. “Necef çölü benim öğretmenim oldu” diyor ve ekliyor: “Hayatımızın vazgeçilmez kesimleri olduğunu varsaydığımız şeyler olmadan da ömrü sürdürebilmek çok büyük bir güç, özgürlük ve umut veriyor insana…”
Galimidi, ekolojik farkındalığın gelişmesini yeni jenerasyonun mana arayışına, dünyanın geleceği için bir adım atma gereksinimine bağlıyor ve farkındalığın yükselmesini “yeni bir gelecek hayali için en değerli birinci adım” olarak görüyor: “Ancak bunun için herkes çöle gitmek zorunda değil elbette! Konutta ya da ofiste, büyük kentin, iş ya da tahsil hayatının merkezinde de ‘dünyamız için daha uygun bir gelecek’ uğraşının modülü olmak mümkün. Üstelik bizim coğrafyamızda bu şuur aslında tabiatıyla var. Yapmamız gereken, unutulan, ötelenen, bastırılan bu şuuru kazıyarak yine ortaya çıkarmak…”
ODTÜ’de ‘Yerin Ekosu’
Maya Galimidi işte bunu sağlamak hedefiyle iç içe geçmiş disiplinlerle ortak projeler gerçekleştiriyor, sürdürülebilir bir gelecek için öğrenme ve uygulama alanları yaratıyor. Şu sıralar, bir yandan ABD’de alternatif bir yükseköğrenim kurumunda öğrencilere “Doğaya Aidiyet” (Nature and Belonging) başlıklı 5 haftalık çevrimiçi bir seminer dizisi sunarken, Temmuz ayında da ODTÜ Kampüsü’nde gerçekleşecek “Yerin Ekosu” başlıklı sıra dışı bir seminer eğitimine katılıyor. Galimidi iki günlük bu seminerin birinci gününde, yerleşke ekosisteminin kültürel ve doğal çeşitliliğini deneyimlemeleri için geleceğin mimar ve kent planlamacılarına rehberlik edecek; ekosistemi korumak ve ona katkıda bulunmak için adım adım, tanıma, anlamlandırma, içselleştirme ve yorumlama evrelerini örnekleyecek.
“Yerin Ekosu” disiplinlerarası bir proje… Proje takımında, ODTÜ Mimarlık Fakültesi Kent ve Bölge Planlama Bölümü’den Prof. Dr. Anlı Ataöv, Can Gölgelioğlu ve Ece Işıl Eren ile birlikte Kültürel Mirası Muhafaza Programı’ndan Öğr. Gör. Dr. Özgün Özçakır yer alıyor. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nden Prof. Dr. Nilgül Karadeniz, Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı’ndan Öğr. Gör. Dr. Atilla Çağdaş Değer, Balıkesir Üniversitesi Müzik Eğitimi Anabilim Dalı’ndan Orkun Karakuş ve Maya Galimidi proje grubunun öteki üyeleri… “Yerin Ekosu” çalışması, yerleşkenin farklı bir biçimde deneyimlenerek yaratıcı uygulamalarla yorumlanması ve hislerin haritalandırılması aslına dayanıyor. Maksat, yerleşkenin mimari ve ekolojik pahalarını öğrenmek, sürdürülebilir bir gelecek için tükenen cinsleri koruyarak ve kaynakları tesirli kullanarak insanın tabiat ile kurabileceği uyumlu ve barışçıl bağlar üzerine düşünmek, tartışmak, seslendirme ve tasarım çalışmaları ile bunu söz etmek.
Kaybedileni tekrar kazanmak
Maya Galimidi, çöl tecrübesi sürecinde, bir yandan ‘çölde permakültür’ alanında uzmanlaşırken öte yandan Mısır, Ürdün ve Brezilya’da çeşitli projelerde yer almış, ‘sürdürülebilir yaşam’, ‘ekoloji ve amaç’, ‘ekolojik köyler’, ‘ekolojik teknolojiler’ başlıkları altında sayısız seminer vermiş. “Yardım etmek ve kaynak sağlamak yerine, kaynakları geliştirmenin, hayatın sürdürebilirliğini öğretmenin ne kadar değerli olduğunu fark ettim. Artık bu alandaki birikimimi ve network’ümü kendi ülkeme taşıyacağım için seviniyorum.”
Galimidi, “Empower with Nature Platformu’nun hayat alanlarını riske atan, iklim değişikliğine ve buna bağlı doğal felaketlere yol açan anlayışa, tüketim kültürüne, ‘uygarlık’ olarak dayatılan ömür modellerine ve toplumsal adaletsizliğe itirazı olan herkese seslenmesini amaçladık” diyor ve ekliyor: “Burası insanı tabiatla yine barıştırmayı, kucaklaştırmayı ve beşere yitirdiği hislerini, şuurunu, yeteneklerini kazandırmayı hedefleyen bir deneyimsel eğitim kurumu. Birçok farklı disiplinin bilgisini kullanan; bu bilgileri, tabiat içinde tabiatla uyumlu yaşama, doğayı dinleme, hissetme, manaya tecrübesi ile birleştiren, bunun için de alanın literatürüne geçmiş, özel teknikler kullanan bir eğitim ve tecrübe pratiği sunuyoruz.”
Galimidi, platformun kuruluş emelini ise şöyle aktarıyor: “Hem toplumsal etrafımız, hem doğal etrafımız tükenme noktasında, kırmızı alarm veriyor. Üstelik bunların tükenme süreçleri birbirlerini güçlü bir formda etkiliyor ve süreci hızlandırıyor, şiddetlendiriyor. Bu döngünün kırılması lazım… Bunun yolu sırf hükümetlerden, memleketler arası kurumlardan, Birleşmiş Milletler’den gelecek aksiyonları beklemek değil; herkesin aksiyon alması lazım… Bireylere ve kurumlara büyük misyon düşüyor. Geleceğimizle, çocuklarımızın geleceğiyle ilgili olarak bizi kuşatmış olan bu kâbustan, tabiatla yine bağ kurarak ve kucaklaşarak uyanmak, kurtulmak için öteki deva yok. Bunu sağlamak için de farklı disiplinlerin, farklı coğrafyaların ve farklı kültürlerin bilgi birikiminden ve tecrübesinden yararlanmak, bunların hepsinden bir şeyler öğrenmek gerekiyor.”
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
