Tek başınalık birey tarafından tercih edilirken yalnızlık ise bireyin toplumsal münasebetlerinin bozulması sonucu oluşan, güzel olmayan ve seçilmemiş bir durum olarak ortaya çıkıyor. Kısa vadeli, durumsal ve kronik olmak üzere yalnızlığın vakit açısından üç tipi olduğunu belirten uzmanlar, yalnızlığın depresyon, tasa, intihar, ömür doyumu, ümitsizlik, utangaçlık, internet kullanımının fazla olması ve gerilim üzere faktörlerle bağlantılı olduğuna dikkat çekiyor.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Gülçin Şenyuva, yalnızlık ve tek başınalık kavramlarına ait dikkat alımlı değerlendirmelerde bulundu.
Yalnızlık insan için doğal bir duygu
İnsanın toplumsal bir canlı olduğunu vurgulayan Klinik Psikolog Gülçin Şenyuva, “Her yaştaki kişi, öteki bireylerle münasebet kurmak ve etkileşime girmek ister. Oysa yalnızlık her insan için doğal bir histir. İnsan çocukken, gençken, yetişkin ya da yaşlıyken ömrünün rastgele bir periyodunda yalnızlık hissini yaşayabilir. Yani yalnızlığın beşerler için ortak bir tecrübe olduğunu söyleyebiliriz. Yalnızlık kimine nazaran kimsesizlik, kimine nazaran romantik ilgisinin olmaması, kimisi için de tek başına kalmaktır. Psikoloji ve sosyolojide yalnızlık kavramı, tek başına olma kavramından farklı mana içeriyor.” dedi.
Yalnızlık ve tek başınalık farklı kavramlardır
Yalnızlık kavramını kişinin öbürleri ile irtibat kurma gereksiniminin doyurulmamasına verilen duygusal bir karşılık olarak tanımlayan Şenyuva, “Yalnızlıkta duygusal boşluk, hasret, yakınlık ve bu hisleri değiştirme isteği olur. Tek başınalığı ise bireyin süreksiz müddetlerde, gerginlik yaratmayan, kendi kendine yettiği bir durum olarak söz edebiliriz. Yani yalnızlıkta acı verici aksiliklere karşın, tek başınalıkta yalnızlıktaki hisler yer almıyor. Yalnızlık çabucak her vakit kaçınılan, telaş, öfke, hüzün ve öbür şahıslardan kendini farklı hissetme hislerinin eşlik ettiği beğenilen olmayan bir tecrübedir.” diye konuştu.
Yalnızlık vakit açısından üçe ayrılıyor
Yalnızlığın vakit açısından üç çeşidi olduğuna dikkat çeken Şenyuva, “Bir tanesi kısa periyodik yalnızlık ismi verilen, vakit zaman ortaya çıkan anlık yalnızlık duygusudur. Anlık hisler olduğu için kişi korku yaşamaz. İkincisi durumsal yalnızlıktır. Bu çeşit yalnızlık göç, iş değişikliği ve boşanma üzere sebeplerle ortaya çıkan yalnızlık hisleridir. Geçiş mühleti sona erdiğinde son bulur. Üçüncüsü ise kronik yalnızlıktır. Bireyin uzun yıllar boyunca bağlarından tatmin almamasıyla ortaya çıkan yalnızlık tipidir.” Sözlerini kullandı.
Tek başınalık bireyin tercihi oluyor
Tek başınalığın birey tarafından seçilen bir durum olduğunu söyleyen Şenyuva, “Yalnızlık ise bireyin toplumsal bağlantılarının bozulması sonucu oluşan, güzel olmayan ve seçilmemiş bir durumdur. Yapılan çalışmalarda yalnızlığın, depresyon, tasa, intihar, hayat doyumu, ümitsizlik, utangaçlık, internet kullanımının fazla olması, gerilim üzere faktörlerle bağlı olduğu tespit edildi. Bu çeşit ruhsal problemlerin oluşmasını engelleyebilmek ismine, kişilerarası toplumsal bağlantının arttırılması en değerli yol olarak biliniyor.” dedi.
Yalnızlık olumsuz bir duygudur
Klinik Psikolog Gülçin Şenyuva, duygusal yalnızlığı rastgele bir beşere karşı yakın bir bağlılığın olmamasından kaynaklanan, korku ve boşluk hislerinin görülmesi olarak tanımlayarak kelamlarını şöyle tamamladı:
“Sosyal yalnızlık ise toplumsal temas ve topluluk hissinin eksikliği, bir kümeye ilişkin olmama, toplumsal bağlar ağının olmaması halidir. Zira beşerler sağlıklı bir ruh sıhhatine sahip olabilmek için tatmin oldukları bir toplumsal yaşama muhtaçlık duyuyorlar. Kalabalığın içinde yalnız olmak toplumsal yalnızlık kavramı ile bağlantılıdır. Kişinin bulunduğu etrafta kendisini yalnız hissetmesiyle başlayarak, bu etrafa karşı geliştirdiği reaksiyonla toplumsal manada faaliyetlerden kaçınarak içinde bulunduğu etrafa ve topluma yabancılaşmış olan şahısların yaşadığı yalnızlıktır. Yalnızlık olumsuz bir his iken tek başınalıkta kişinin kendi isteği ile olan ve kazanımların olduğu bir durumdur. Birey tek başınayken kendisini özgür hisseder. Kanıların kıymet kazandığı, olgunlaştığı anlar tecrübelenir.”
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
